13 Mart 2009 Cuma

Hunger (Açlık)

Steve McQueen imzalı filmimiz bir açlık grevini konu alıyor. Kısaca bahsetmek gerekirse Şubat 1972 yılına kadar sıradan suçlu muamelesi gören tutuklu IRA militanları, bu tarihten itibaren politik suçlu statüsünün kabul edilmesini isteyerek açlık grevine başlamışlardır.

Politik statü olarak adlandırılan bu taleplerinde, 'Savaş Esiri' olarak görülmek istiyor, hapishanedeki iş kollarında çalışmak istemiyor ve hapishanenin verdiği suçlu üniformasını giymek istemiyorlardı. Yapılan bu açlık grevi başarı ile sonuçlanmış ve Politik Haklar kabul edilmiştir.

Fakat 1976 yılında İngiliz Hükümetinin aldığı karar sonucunda, 1 Mart 1976 tarihinden itibaren tutuklanan militanların bu hakları ellerinden alınmıştır. Bunun sonucunda 'Battaniye' ve 'Yıkanmama' protestoları başlamıştır. Konu ile ilgili detayları biraz aşağıda bulabilirsiniz.


Konusu yeterince şey ifade etse de sinematik anlamda konunun güçlü ifadesi gerçekten de takdire şayan. Mükemmel oyunculuklar diyalogun neredeyse minimumda kullanıldığı anlarda iyice doruk noktasında. Ayrıca midenizin ve aklınızın zor anlar yaşayacağı uyarısıyla izlenmesi gerektiğini de hatırlatmalıyım.

Film içerisinde görsel anlamda kuvvetli vurgular seçilmiş ve iyi göndermeler yapılmış. Sembolik göndermelerde bir araç olarak kullanılan, “saat-yüzük ve silah” film içerisinde önemli vurgulara sahip olmuşlar. Bir gardiyanda vücut bulan bahse konu simgelerin film içerisindeki muazzam konumlandırılması birçok alkışı gerektiriyor. Gardiyanların da psikolojik çöküntüsü çok iyi işlenmiş ayrıca.

Teknik olarak tek planda çekilen uzun bir diyalog sahnesi var ki, uzun süre akıllardan çıkmaz. Bu kadar uzun süre içerisinde oyuncuların konsantrasyonu ve ikna kabiliyetlerinden bir şey kaybetmemesi bu sahne için ne kadar hazırlandıklarını akla getiriyor. Çok başarılı.

Ama ben en çok, yeni başlayan kar sırasında, bahçede sigara içen gardiyanın az önce dövdüğü mahkum yüzünden ellerinde oluşan yaralara değen kar tanelerine baktığı sahnede dağıldım.!!! Tek kelime ile muhteşem…

Yönetmenin ilk filmi olduğunu belirteyim ve uyarımı yapayım. Kesinlikle izleyin…

Ek bilgi:

Battaniye Protestosu (Blanket Protest) :
14 Eylül 1976 yılında tutuklanan Kieran Nugent tarafından, hapishanenin verdiği üniformayı giymeyi reddederek başlamıştır. Bu olayın duyulmasıyla tüm yeni gelen mahkumlar protestoya katılmışlar ve üniforma giymeyi reddetmişlerdir. Bunun önüne geçmek isteyen hapishane yönetimi, üniforma giymeyi reddeden mahkumların odalarında bulunan eşyaları çıkartmış ve mahkumlara verilen yemeklerde kısıntıya gitmiştir. Direniş kırılamayınca ceza ağırlaştırılmış, yönetim havalandırmaya çıplak çıkılamayacağı bahanesiyle mahkumları 24 saat hücrelerinde tutmaya başlamıştır. Tüm bu olanlardan dolayı IRA, hapishanede çalışan memurlara yönelik şiddet eylemlerine başlamış ve 5 yıllık protesto süresince 19 hapishane memurunu öldürülmüştür. Hapishane çalışanlarına yönelik bu şiddet eylemleri, mahkumlarla gardiyanlar arasındaki gerilimi arttırmış ve bu da 'Yıkanmama' protestosunun başlamasına neden olmuştur.

Yıkanmama Protestosu (No Wash Protest - Dirty Protest) :
1978 Mart'ında mahkumlar, banyoya giden mahkumların memurlardan dayak yediklerini bildirerek, banyoya gitmeyeceklerini, banyo ihtiyaçları için hücreler duş kurulmasını istemişlerdir. 1978 Nisan'ında bir mahkumla bir gardiyan arasında çıkan kavganın neticesinde mahkum tecride götürülmüştür. Tecritte arkadaşlarının dayak yediğini duyan diğer mahkumlar hücrelerindeki mobilyaları parçalamışlardır. Buna karşılık hapishane idaresi odalardan tüm eşyaları çıkartmış, mahkumlara sadece bir şilte, bir battaniye ve tuvalet ihtiyacı için de birer lazımlık vermiştir. Buna karşılık mahkumlar hücrelerinden çıkmayı reddetmişlerdir. Mahkumların hücrelerini terk etmemesi sebebiyle hücreler temizlenemiyor ve lazımlıklar boşaltılamıyordu. Boşaltılamayan lazımlıklarda biriken "artıkların" fazlalaşması sebebiyle mahkumlar bunlarla duvarları sıvamaya başlamışlardır. Böylece 'Yıkanmama Protestosu' doğmuştur.

Not: Ek bilgide yer alan bilgiler,filmin altyazıları ile birlikte gelen notlardan alınmıştır.

1 yorum:

Sera dedi ki...

benim için izlemesi son derece zor bir filmdi Hunger. Bir türlü ilerlememesi, diyalogun az olduğu filmleri sevmemem, son yarım saatindeki açlık greviyle o bahsettiğini tek açılı diyalog sahnesi vs. hiçbir şekilde beni içine almasını sağlamadı filmin. battaniye protestosuyla, yine bahsettiğin gardiyanın sahnesi etkileyiciydi. konu ve eleştirel anlamda da etkileyiciydi film aslında. ama artık minimalist film modasından sıkılmaya başladım.