3 Eylül 2008 Çarşamba

Mirrors(2008) vs. Into The Mirror(2003)

Aynaların yansıtmakla yükümlü olmaları dışındaki görevlerini anlamak için ne taraftan baktığınızı bilmek gerekir. İşte konu olan iki filmin, farklı iki vurgusu bu yönde…

2003 tarihli Kore yapımını her ne kadar kurgusu daha yerinde ve iyi bulsam da çekici ve etkili olan bu sefer remake versiyonu sanırım. Aynanın bize dönük yüzünden bir anlatımı tercih eden “Into the Mirror” da hikaye ve anlatımı çok daha gerçekçi olsa da,sırın arkasını gösteren “Mirrors” her anlamda geçmiş diğerini.

Farklı yönlere bir göz atarsak, yeni versiyonun Kore yapımı versiyondan epeyce bir farklılığı var. Final twisti ve kimi “sahnelerin” ortaklığından başka, sanki apayrı iki film. Bunu da ilk cümledeki tespite dayandırıyorum. Tekinsiz atmosfer yaratmanın Hollywoodvari vur kaç taktikleri yerine, kimi zaman fondan gelen ürkünç müzik kullanımı ile ya da kimi zaman garip bir mimikle sağlanması atmosfer açısından çok daha farklı kılmış kore versiyonunu.


“İnto the mirror” eski ortağını öldürmüş bir polisin kendiyle olan iç hesaplaşmasını çok daha iyi yansıtmış. Aynalara bile bakamayan, kendinden tiksinen ve kendiyle çözemediği bir hesabı olan adam ve hatta bunu yok saymak adına aynalara sadece buğulandırarak bakmayı becerebilen bir eski polis. “Mirrors’da” ise alkol problemi ile sorunlu bir polis ama inandırıcılıktan epey bir yoksun.

Kore versiyonunda aynalara ilişkin oldukça ilgi çekici bölümler ayrılmış. Da vincinin eserlerindeki ters imza kullanımından tutun da eski çağlardaki ayna obsesifi kişiliklerin yaşamları ve tuvallere alınışı gibi birçok ayrıntı yer alırken, bu şık detayları yeni filmde görememek remake için eksik kalan taraflar olmuş.

Biraz da teknik ayrıntılara bakarsak....


Harika geniş plan çekimleri-ki bu derece konusu itibari ile dar alanda geçmesi gereken bir hikaye için- ve harikulade efektleri ile mirrors kesinlikle çok ama çok iyi. Karakterlerin içlerinin yeterince doldurulamamış olunması ve özensiz oyuculuklar keyfi hafif bozsa da mirrors kesinlikle boynuz-kulak ilişkisini bir tık daha geçmiş. Kore versiyonu da oyunculuk anlamında yetersiz kalmış. Bir eksi de onlara.


Önce remake izlemiş olmanın subjektif dezavantajına rağmen Hollywood bu sefer işi kotarmış. Tabi bunda A.Aja gibi bir yönetmenin payı büyük. İnkâr etmek yersiz olur…

Yazdıklarımı şöyle bir okudum da kimi yermişim kimi övmüşüm belli değil. Zaten konu da bu değil… Zafer aynaların.

İyi seyirler

Hiç yorum yok: