13 Ekim 2008 Pazartesi

The Silence of Lorna / Silence de Lorna, Le

Fransız sinemasına ölüyorum, bitiyorum diyemeyeceğim. Her daim bana biraz puslu, sancılı ve sıkıcı gelmiştir stilleri. Ha tabii aralarda klasikleri izlemedik mi izledik, yedik yuttuk. Ben de dedim Filmekimi kapsamında şu Lorna'ya bir şans vereyim.


Dardenne kardeşlerin bu güne kadar çok fazla filmini izlemedim, L' enfant, Rosetta, The Son, o kadar.The Silence of Lorna da Dardenne kardeşlerin, Cannes'dan en iyi senaryo ödüllü son filmi.
Açıkçası "ben olsam" bu filme o ödülü vermezdim çünkü -her ne kadar Dardennelerin tarzı bu olsa da-, his uyandırmayan gedikli senaryo bana hep ya kırpılmış senaryo ya da üşengeç senaryo gelir. Filmde inatla karakterlerin arka yapısı korunuyor. Lorna Belçika vatandaşı olmak için bir keşi kullanarak evlenen, vatandaş olduktan sonra da Rus'un biriyle başka bir evlilik sağlamak zorunda olan, ama kendi içinde de minik hayallerin peşinde koşan, salak mı salak bir kadın. Gerçekçi değil mi? Allah'ına kadar gerçekçi. Dünya böyle kadınlarla dolu ama Lorna'nın farkını, filmin son bölümlerinde daha rahat görüyoruz. Ama Lorna "necidir"in cevabı yok. Sıradan bir kandının hayatından bir kaç haftayı kesin alıyor sadece... Geri planda ise birçok erkek, ilişki yer almakta. Bir mafya kokusu alıyorsunuz ama izleyiciye tam olarak açıklanmıyor. Cinayet planları, karşılığında sağlam paralar, tuzaklar, çıkar ilişkileri, "bilinmemezlikten doğan gerilim"ler derken izlemesi gayet sıkıcı bir filmle karşılaştım. Salona şöyle bir göz gezdirdiğimde ise birçok horultu duydum zaten (göz gezdirince duyarım da ben). Bizim entel izleyicimize bile sıkıcı geliyor film, düşünün. Tabii ki "bu film kötü" demek değil. Olması gerektiği gibi. "Daha iyi olurdu" dediğiniz fazla alan yok. Karşımızda ilginç bir hikaye var sonuçta. Ne en iyisi ne en kötüsü ama bana daha çok yağmurlu bir akşamda dışarı çıkmak yerinde elde kahve, dvd player başında izlenesi bir film gibi geldi.


Oyunculuktan söz etmek istemiyorum. Filmin çoğu zaten Arta Dobroshi'nin kalın bacaklarıyla geçiyor (ki Arnavutlar genelde böyle olmazdı?). Gayet çirkin bir bayan bu, hiç alınmasın :) Performansı da süründüren cinsten değil. (ben daha iyi oynardım demem tabi hahaha).


Neyse, sıkıldım filmi hatırlarken bile... Sadece ilgi alanı olan izleyicilere öneririm Lorna'nın Sessizliği'ni. 6.7/10

Hiç yorum yok: