14 Temmuz 2008 Pazartesi

The Incredible Hulk



Klorofili, bir diğer tabirle "yeşil sevicilik" varsa serde, mor kıspetli gamatik pehlivan Hulk'u es geçmek olmaz. Bundan yıllar evvel Ang Lee'nin fakir ama gururlu resmedişi, Eric Bana'nınsa kalas ama onurlu modelliğiyle iyice çiğleştirdiği haki dev sinema perdelerine geri döndü, yeni kadrosu, komple yeni hikayesi ve daha Amerikan -yani olması gerektiği- haliyle. Arkadaşlar, Ang Lee iyidir hoştur ama dağda kovboy çiftleştiren adamın nasıl olur da humanik radyoaktif King Kong'a sahip çıkabileceği düşünülebilir? Görsel açıdan çizgi roman samimiyetine yaklaşılmış olsa da, nazarımda hiç de "eğlendiren" bir film değildi ilk Hulk. Bu sefer karşımıza çıkan hikayede Hulk'un oluşum ve dönüşüm süreci değil, ortalığı birbirine kattıktan sonra Banner'ın yaşadığı kaçak hayat var. Brezilya'da, karnavallarda dam üstünde gam bırakmamak varken kendisini fabrika işlerine, kepazeliğe veren Banner'ı yakalamak için peşine ordu gönderip, oraları adama boğan Betty'nin hain pederi tam bir kalleş kayınbaba figürü olarak karşımıza çıkmakta. Hele bir de bi tip var ki böyle İngiliz Kraliyet Ordusu mensubu falan ama çıkar kamuflajı, ver eline Algida kutusunu, plajlarda bağıra bağıra gezsin "Donduuuuuuuuuuuuurma, ayskıııııııııriiiiiiiiiim" diyerekten. Yani anlayacağınız tam bir kaos ortamı! Ve bu ortam yıldızlı, şeritli bayrağın memleketine taşındığı andan itibaren kaotik kelimesi resmen kifayette sezonluk indirime giriyor. Bir yandan Betty’nin “kıl Selami” tipli sevgilisini bırakıp Bruce’un kollarına koşuşu, öte yandan Hulk’tan yediği efsanevi dayağın akabinde “O nasıl kafaydı birader sendeki, ne içtiysen ben de istiyorum” diye geyik yapmaya yeltenmesiyle Abomination olması bir olan Blonsky, anlayacağınız ortam tam bir manyaklık kumpanyası. Trajedik sevdaların tayta hapsolmamış, tiril tiril macerasının yanında brokoli fazlasının göz çıkarmayacağını çocuklara öğütleyen bu yaz günü şıkı filme koşun yapışın derim ben, çizgi roman üstadlarımızdan aldığımız feedback de beni desteklemekte, bi 2 saat oturun da eğlenin canlarım benim. 8/10


4 yorum:

Adsız dedi ki...

bu adami okumak resmen ayri bi zevk arkadas :) yine de Liv e yazan profesor modundaki kil tuy eleman dedigin adamin efsanelerin efsanesi Evil Dead in Brucu u olmasi ise tamamen ayri bir konu...

Adsız dedi ki...

lan sifremi hatirlayamadim evde degilim bu ustteki yorumu yazan noiseworks bu arada :)

Volkan dedi ki...

hahahahaha "isimsiz"

Erdemrocks dedi ki...

Reca ederim bu bahsi kapatalım Ty Burell tipsizinin Bruce Campbell üstada benzeme şansı bile yok :D